Ne yapacağınızı bilemediğinizde yapabileceğiniz 20 şey

Ne yapacağınızı bilemediğinizde yapabileceğiniz 20 şey
Billy Crawford

Ne yapacağınızı bilmediğinizde ne yapmalısınız? Kulağa bir paradoks gibi geliyor.

Hayatınızla ne yapacağınızı, kariyeriniz için ne yapacağınızı, bir ilişkide ne yapacağınızı ve hatta kendinizle ne yapacağınızı bilemediğinizde ne yapacağınızı merak ediyor olabilirsiniz.

Şu anda bildiğiniz tek şey gerçekten bilmediğinizken nasıl karar verebilirsiniz?

İyi haber şu ki, yardım etmek için yapabileceğiniz pek çok şey var.

İşte ne yapacağınızı bilemediğinizde deneyebileceğiniz 20 adım.

1) Olumsuzluklara değil, olumlu yönlere odaklanın

Bir pragmatik olmak var, bir de kendinizi sınırlamak var.

Size bilgisizce ya da düşüncesizce kararlar vermenizi önermiyorum. Sahip olduğunuz her kuruşu bir at yarışına yatırmak ve en iyisini ummak kesinlikle burada kastettiğim şey değil.

Olumsuzluklara takılıp kalmaktansa olumlu yönlerden motive olarak seçimler yapmanın daha iyi olduğunu söylüyorum.

Ne kaybedeceğinizden ziyade ne kazanacağınızı düşünme zihniyetine sahip olun.

Bir seçim yaptığımızda tuzaklara bakmak cazip gelebilir. Ancak hayatta, gözlerinizi olabileceklerden endişe etmek yerine ne istediğinize odaklamak her zaman iyi bir fikirdir.

Ayrıca bakınız: Onunla yattıktan sonra nasıl davranmalısınız: Bu 8 şeyi yapın

Olumsuzluklara odaklanan kıyamet günü tutumu, kendi kendini gerçekleştiren bir kehanete dönüşme alışkanlığına sahiptir. İstemediğiniz şeylerden kaçınmaya çalışmak yerine istediğiniz şeylerin peşinden gidin.

2) Meditasyon yapın

Aradıkları cevapları almanın bir yolu olarak meditasyona yemin eden pek çok insan tanıyorum. Haklı olduklarını gösteren bilimsel kanıtlar var.

Bir çalışma, 15 dakikalık odaklanmış nefes meditasyonunun insanların daha akıllıca seçimler yapmasına yardımcı olabileceğini ortaya koymuştur.

Bir kez meditasyon yapmak size hayatla ilgili tüm cevapları bir anda vermeyecek olsa da, koşuşturan zihninizi sakinleştirmeye yardımcı olabilir ve sizi berraklığa bir adım daha yaklaştırabilir.

UCLA'da yapılan araştırmalar, meditasyonun beyni güçlendirdiğini ve net düşünme yeteneğinizi geliştirdiğini göstermiştir.

Meditasyonun bilimsel olarak kanıtlanmış pek çok faydası vardır.

Düzenli bir uygulama geliştirmenin stres ve kaygıyı azalttığı, öz farkındalığınızı artırdığı, uykunuzu iyileştirdiği ve duygusal refahınızı artırdığı gösterilmiştir.

Tüm bunlar, ne yapacağınızı bilemediğinizi hissettiğinizde size gerçekten yardımcı olacaktır.

3) Kendinize olabilecek en kötü şeyin ne olduğunu sorun

Dışarıdaki tüm doğal endişeliler için (endişeli tiplerime büyük bir sesleniş), ne zaman bir şey hakkında gergin, endişeli veya düpedüz dehşete kapılsam, "Olabilecek en kötü şey nedir?" adlı bir oyun oynarım.

Bunun başlangıçta dünyanın en kötü fikri gibi gelebileceğini bildiğim için bana biraz sabır gösterin. Ancak mesele şu ki, stres başladığında hayal gücümüz bizden kaçar.

Hayal gücümüz güçlü bir şeydir ve bize karşı kullanıldığında sadece zihnimizde var olan pek çok korku dolu senaryo yaratabilir. Bu korku dolu düşüncelerle yüzleştiğinizde, onların ne olduklarını görebilirsiniz - zihinsel bir yapı.

Kendinize "X, Y, Z yaparsam en kötü ne olur?" diye sorun. Sonra da kendinize "Peki sonra ne olur?" diye sorun.

Sonunda, gerçekçi bir "en kötü durum senaryosuna" ulaşacaksınız. Tahmin ediyorum ki bulacağınız şey, bununla hala başa çıkabileceğiniz olacaktır.

Ama korkuyla yüzleştiğimizde, onun gözlerinin içine baktığımızda ve en kötüsü olsa bile büyük olasılıkla bir çözüm olacağını fark ettiğimizde, o zaman işler o kadar da kötü görünmez.

4) Hiçbir şey yapmamanın yaptığınız seçim haline geldiğini bilin

'Ne yapacağınızı bilmediğinizde hiçbir şey yapmayın' ifadesini duymuş olabilirsiniz.

Kısa bir süre için bu iyi bir tavsiye olabilir, ancak sınırları vardır.

Çok uzun süre beklediğinizde, hiçbir şey yapmamak kendi başına bir karar haline gelir. Bir noktada, bırakıp harekete geçmek daha iyidir.

Herhangi bir eylem, hiç eylemde bulunmamaktan daha iyi olabilir. Diyelim ki sizi perişan eden çıkmaz bir işte sıkışıp kaldınız.

Sorun şu ki, bunun yerine ne yapmak istediğinize dair bir fikriniz yok. Bu yüzden hiçbir şey yapmıyorsunuz. Ancak hiçbir şey yapmayarak, gerçekten ne istediğinizi bulmaya yaklaşmıyorsunuz.

İşte o zaman, hala emin olmasanız bile bir şeyler yapmak hiçbir şey yapmamaktan daha iyidir. Bu, yeni işlere başvurmak, mülakatlar yapmak, yeni kurslar almak ve yeni beceriler öğrenmek vb. anlamına gelebilir.

Harekete geçmek, ne hissettiğinizi ve düşündüğünüzü anlamanıza yardımcı olacak geri bildirim sağlar.

Unutmayın ki ne istemediğinizi keşfetmek bile istediğiniz şeye yaklaşmanıza yardımcı olur.

5) Artılar ve eksiler listesi yapın

Artılar ve eksiler listesi, insanların karar vermelerine yardımcı olmak için uzun süredir kullanılan bir araçtır.

Görünüşe göre, 1772'de Benjamin Franklin arkadaşı ve bilim insanı Joseph Priestley'e "yarım sayfa kağıdı bir çizgi ile iki sütuna bölmesini, birinin üzerine Pro, diğerinin üzerine Con yazmasını" tavsiye etmiştir.

Bu, duygusal mesafe koymanıza ve olayları mantıklı bir şekilde görmenize yardımcı olabilecek basit bir araçtır.

İşin püf noktası, her kararın analitik düşünceyle verilemeyeceği, hissetmemiz gereken bir şey olduğudur. Ancak her şeyi siyah ve beyaz olarak ortaya koymak, kendinizi daha kontrollü hissetmenize ve zihninizde bir düzen oluşturmanıza yardımcı olabilir.

6) İçgüdülerinizi dinleyin

Sezgi, karar verme söz konusu olduğunda genellikle göz ardı edilen bir araçtır, ancak göz ardı edilmemelidir.

Bu içgüdüsel his belirsiz bir tahmin değildir, yıllarca biriktirilmiş deneyimlerden ve beyninizde depolanan bilinçsiz bilgilerden gelir.

İnsanların daha iyi seçimler yapmak için sezgilerini kullanabileceklerine dair bilimsel kanıtlar var.

Aslında bir çalışma, basit kararlar söz konusu olduğunda, sorun hakkında bilinçli olarak düşünerek daha iyi seçimler yapıldığını ortaya koymuştur. Ancak daha karmaşık bir seçim için, insanlar aslında bunu düşünmeyerek daha iyisini yapmışlardır.

Bir kararla ilgili ilk içgüdülerinizi her zaman dinlemelisiniz.

7) Günlük tutarak kendinizle ilgili bazı değerlendirmeler yapın

Düşüncelerinizi ve duygularınızı yazmak, sıkışıp kaldığınızda ve ne yapacağınızı bilemediğinizde daha derine inmenize yardımcı olacak harika bir araçtır.

Bu, kendinizle sohbet etmek gibi bir şey, ancak kelimeler kafanızda dönüp durmak yerine, onları dışarı çıkarıp kağıda döküyorsunuz.

Daha fazla içgörü kazanmak için kendinize bazı anlamlı sorular da sormak isteyebilirsiniz.

Bilimsel çalışmalar günlük tutmanın farkındalık, hafıza ve iletişim becerilerini artırma gibi pek çok pratik faydası olduğunu göstermiştir.

Hatta daha güçlü bir bağışıklık sistemine, daha fazla özgüvene ve daha yüksek bir IQ'ya sahip olmakla da ilişkilendirilmiştir.

8) Kendinize biraz zaman tanıyın

Özellikle duygularınız yükseldiğinde, ne yapacağınızı bilemediğinizde üzerinde uyumak harika bir tavsiye olabilir.

Kendinizi dengesiz hissettiğinizde önemli kararlar alınmamalıdır.

Bazen kendimizi sıkışmış hissettiğimizde, her şey kafamızın içinde dönüp durur.

Belirli bir süre beklemeye karar vermek şu anlama gelebilir:

  • Bir sonraki adımda ne yapacağımızı daha net anlamamızı sağlayan daha fazla bilgi ediniriz
  • Bir şeyler olur veya değişir, böylece en iyi çözüm kendini gösterir.
  • Kendimize bunu düşünmeme izni veririz, bu da üzerimizdeki baskıyı azaltır ve birdenbire ne yapacağımız konusunda çok daha net hissederiz.

Kendinize zaman tanımanın anahtarı, bu süreyi belirsiz bir süre haline getirmemek ve herhangi bir karar vermekten kaçınmaktır.

9) Bilmemenin sorun olmadığını bilin

Sosyal medya, diğer insanların tüm hayatlarını çözdüklerini ve kafasını kaşıyan tek kişinin siz olduğunuzu düşünmenizi sağlar.

Bunun doğru olmadığını bilsek bile, herkesin bizden daha ileride olduğu, en iyi hayatını yaşadığı ya da tüm cevaplara sahip olduğu yalanına kanmak kolaydır.

Ne yapacağını bilememek normal mi? Evet. Çünkü çoğumuz bir noktada bu şekilde hissedeceğiz.

Bilmediğiniz için fazladan endişe, suçluluk, hayal kırıklığı veya panik yaşamak sadece daha fazla sıkışmış hissetmenize neden olur.

10) Öğrenmek için ilk küçük adımı atın

Bunalma genellikle kendimizden her şeyi mükemmel bir şekilde planlamamızı talep ettiğimizde başlar.

Gerçek şu ki, her şeyi şimdi yapmanıza ya da her şeyi şimdi bilmenize gerek yok, sadece küçük bir adım, sonra bir tane daha ve sonra bir tane daha atmanız gerekiyor.

Göç edip etmemeye karar vermek, hemen bavulunuzu toplayıp uçağa atlamanız gerektiği anlamına gelmez. Ülkeyi araştırabilir, bunu yapmış diğer insanlarla konuşabilir veya orada bir tatile çıkabilirsiniz.

Kararınız ne olursa olsun, aradığınız cevaplardan bazılarını elde etmenize yardımcı olacak atabileceğiniz bir sonraki küçük adımı arayın.

11) Hayal gücünüzü kullanın

Hayal gücü, lehimize ya da aleyhimize kullanabileceğimiz inanılmaz bir zihin aracıdır.

Araştırmacılar, hayal gücünün gerçekliği şekillendirmek için olağanüstü bir kapasiteye sahip olduğu ve hedeflerimize ulaşmamıza yardımcı olabileceği sonucuna varmışlardır.

Sadece ne istediğinizi varsaydığınız bir oyun oynayın. Gerçeklik yerine hayal dünyasında yaşadığımızda, baskı ortadan kalktığı için büyük hayaller kurmak daha kolaydır.

Hayal gücünüzü kullanmak sizi istediğiniz şeye yaklaştırmaya yardımcı olabilir ve bunu daha sonra ne yapacağınız konusunda size rehberlik etmek için kullanabilirsiniz.

Bazen tam olarak ne istediğimizi biliriz, sadece ona sahip olamayacağımızı düşünürüz ve bu yüzden kendimizi bundan vazgeçiririz.

12) Merak edin

Merak, yük altında ezilmeden hayatla oynamanın bir başka harika yoludur.

Kendinizden cevaplar talep etmek yerine, sorgulayıcı olun.

Kesin veya ciddi sonuçlara varmayı amaçlamak yerine oynayın, keşfedin, masumca bir deney olarak bir şeyler deneyin.

Hayatta meraklı olmak, arzularınızı ve tutkularınızı takip ederek nereye götürdüklerini görmek, kendinize düşündürücü sorular sormak veya bir şeyi (belirli bir beklenti olmadan) denemek anlamına gelebilir.

Araştırmalar, meraklı olmanın başarıyı artırdığını, uyanık kalmamıza ve değişen ortamlarda bilgi edinmemize yardımcı olduğunu gösteriyor.

Araştırmalar ayrıca merakın daha yüksek düzeyde olumlu duygularla, daha düşük kaygı düzeyleriyle, yaşamdan daha fazla memnuniyetle ve daha fazla psikolojik esenlikle ilişkili olduğunu ortaya koymuştur.

Ayrıca bakınız: "İyi çocuk" olmaktan kaçınmak istemeniz için 10 neden

Bir sorun veya durum hakkında meraklanmak, daha önce düşünmediğiniz çözümleri bulmanıza yardımcı olabilir.

13) Korku ile arkadaş olun

10 defadan 9'unda bizi sıkışıp bırakan şey korkudur.

Korkunun pek çok biçimi vardır: bunalma, erteleme, belirsizlik, sinirlilik, çaresizlik, öfke, dehşet, panik. Temel olarak, hayatta bir şey tarafından tehdit edildiğimizi hissettiğimiz her an korku ortaya çıkar.

Tehditlerden kaçınmak istemek doğal bir biyolojik tepkidir. Kendimizi olabildiğince güvende tutmak ve bize zarar verebilecek her şeyden kaçmak üzere tasarlanmışızdır.

Sorun şu ki, korku sakatlayıcı olabilir, bizi sıkışmış halde tutabilir ve bizi tüm önemli eylemleri gerçekleştirmekten alıkoyabilir.

Korku hayatınız boyunca hep sizinle olacaktır. Ondan kaçış yoktur. Ancak sürücü koltuğunda oturmasına gerek yoktur, onun yerine sadece bir yolcu olabilir.

Korkuyla arkadaş olmaya çalışmak, onun ne zaman ortaya çıktığını fark etmek ve içinde kaybolmak yerine ötesini görmekle ilgilidir. Kararlarınızın korku tarafından yönlendirilip yönlendirilmediğini veya motive edilip edilmediğini kendinize sorun.

Belki de "korkuyu hisset ve yine de yap" ifadesini duymuşsunuzdur. Korkuyu "yenmenin" tek yolu, onun hiçbir yere gitmediğini kabul etmek ve ona rağmen hareket etmektir.

14) Hayatın tamamının dev bir soru işareti olduğunu anlayın

Hayatta ne olacağını bilmenin hiçbir zaman gerçek bir yolu yoktur, bu da aynı anda hem çok korkutucu hem de özgürleştirici olabilir.

En iyi planları yapabilirsiniz ve her şey yine de havada kalır. Bu kulağa korkutucu gelebilir ve biraz da öyle. Ama aynı zamanda heyecan verici değil mi?

Hayatı büyülü kılan şey öngörülemezliğidir. Şans eseri karşılaşmalar, hiç beklemediğiniz fırsatlar... Hayatı bir roller coaster yapan şey bunlardır.

Gözlerinizi kapatıp durması için dua edebilir ya da kollarınızı kaldırıp yol boyunca yaşanan dönemeçlerden keyif alabilirsiniz.

Her iki durumda da, yolculuk durmayacak.

15) Nerede erteleme yaptığınızı görün

Bazen ne yapacağımızı biliriz ama yapmayız.

Bahaneler üretiriz. Rahatsız hissettiren şeylerden kaçınmak için nedenler buluruz. Önce yapmamız "gereken" 1001 başka şey buluruz.

İçten içe bunların muhtemelen önemli olmadığını biliriz, ancak bir süreliğine kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar.

Kendimizi en azından bir şeyler yaptığımıza ikna etmek için önemsiz görevlerin ve küçük "yapılacaklar "ın içine saklanıyoruz.

Dürüst olacağım, her zaman biraz ertelemenin ruh sağlığım için iyi olduğunu düşünmüşümdür.

Örneğin, bir işi yapmak için oturmadan önce temiz ve düzenli bir alana sahip olmayı severim. Eğer bunalmış hissediyorsam, temizlik yapmak bana yardımcı olur. Ancak ne zaman saklanmak için saklandığınızı bilmek de önemlidir.

Kendinize karşı dürüst olun ve hayatınızın neresinde erteleme yaptığınızı ve bahanelerinizin nereden kaynaklandığını keşfedin. Ardından kendinize ertelediğiniz şeylerin gerçekten ne kadar önemli olduğunu sorun.

Nereleri ertelediğinizi fark etmek, önceliklerinizi belirlemenize ve en önemli şeyleri ilk önce yapmanıza yardımcı olabilir.

16) Değerlerinize odaklanın

Ne yapacağınızı bilmiyor olabilirsiniz, ancak sizin için neyin önemli olduğunu bildiğinize bahse girerim.

Kendinizi kaybolmuş ve belirsiz hissettiğinizde, kim olduğunuzun ve sizi neyin harekete geçirdiğinin özüne dönmek yardımcı olabilir.

Neyi sevip neyi sevmediğinizi, sizi neyin harekete geçirdiğini biliyorsunuz.

Değerleriniz hayattaki pusulanızdır ve sizi sizin için en iyi olana doğru yönlendirmeye yardımcı olurlar.

Hayatta sizin için neyin en önemli olduğuna karar verdiğinizde, ne yapacağınıza da karar verebilirsiniz.

17) Umutsuzca amacınızı bulmaya çalışmayı bırakın

Beni yanlış anlamayın, hepimizin farklı becerileri, yetenekleri ve becerileri olduğunu düşünüyorum. Bazıları ile doğarız ve yıllar içinde daha fazlasını geliştiririz. Ayrıca, bunları birbirimizle ve dünyayla paylaşmak için burada olduğumuzu düşünüyorum.

Çok az sayıda insan, bir çağrı veya meslek gibi, hayatında kendini adamak ve uğruna çalışmak istediği tek bir şeye dair güçlü bir hisse sahip olabilir. Ancak gerçek şu ki, büyük çoğunluğumuz için durum böyle değildir.

Ve amaçlarını keşfetme konusunda motive ve heyecanlı hisseden herkese karşılık, "Hayatımla ne yapacağımı bilmiyorum ve korkuyorum" diye düşünen çok daha fazla kişi var.

İşin ironik yanı, amacınızı nasıl keşfedeceğinize dair bu toplumsal baskı, sizi anlam bulmaktan alıkoyan şey olabilir.

Peki ya tek bir amacınız yoksa, ya birçok amacınız varsa?

Ya amaç, belirli bir tarihe kadar varmanız gereken bir hedeften ziyade, sürekli gelişen ve değişen bir yolsa?

Belki de katı bir zaman çizelgesi yoktur ve hissettiğiniz baskı, hayatın nasıl "gitmesi" gerektiğine dair toplumsal bir yapıdan ibarettir.

Ya hayattaki amacınız aslında tamamen deneyimlemekse? Bu, hayata yaklaşımınızı ve hatta hayatı takdir etme şeklinizi nasıl değiştirirdi?

Ya sevmek, ağlamak, denemek, başarısız olmak, düşmek ve tekrar ayağa kalkmak için buradaysanız?

Burada yapmak için bulunduğunuz tek bir şey yok, bir gökkuşağı kadar çok şey var.

Hayatta "başarısız" olamazsınız, çünkü "kazanmak" için burada değilsiniz, deneyimlemek için buradasınız.

18) Başkalarına hizmet edin

Kendi kafamıza o kadar takılırız ki, başkalarını düşünmek aslında odağımızı değiştirmemize yardımcı olacak harika bir tekniktir.

Gönüllü olun, becerilerinizi fayda sağlayacak birine sunun, ihtiyacı olan bir arkadaşınıza yardım edin.

Bilimsel araştırmalar, mutluluğun sırrının başkalarına yardım etmek olduğunu bile öne sürüyor.

Dikkatinizi başka birine veya bir şeye yöneltmenin iyi yanı, fazla düşünmenizi engellemeye yardımcı olmasıdır.

19) Güvendiğiniz veya tarafsız biriyle konuşun

Paylaşılan bir sorun yarı yarıya azalır ve kafamızdan geçenler hakkında konuşmak büyük değer taşır. İçimizde tuttuğumuz duygu ve düşünceleri serbest bırakmamıza yardımcı olabilir.

Sadece bu açıklama bile çoğu zaman bizim için her şeyi netleştirmeye yetiyor. Ancak tedbirli olmak da her zaman akıllıca olacaktır.

Başka birine gitmeye karar vermeden önce, onun fikrini mi almak istediğinizi yoksa sadece dinlemesini mi istediğinizi düşünün.

Hatta bir uzmanla (terapist veya koç gibi) konuşmaya karar verebilirsiniz, çünkü bu tür insanlar size doğrudan bir cevap veya fikir vermeden, olayları anlamanıza yardımcı olacak yansıtıcı sorular sormak üzere eğitilmişlerdir.

Yeni bir bakış açısı için güvendiğiniz bir başkasının fikrini almak faydalı olsa da, kafa karışıklığınızı da artırabilir.

Günün sonunda bu sizin hayatınız. Kendiniz için doğru olanı yapmalısınız, sadece başkalarının ne düşündüğüne göre değil.

Biriyle konuşmadan önce kendinize sorun:

  • Bu kişinin görüşlerine saygı duyuyor ve değer veriyor muyum?
  • Bu kişinin fikrini mi almak istiyorum yoksa bir danışma kurulu mu arıyorum? (Eğer sadece dinlemesini ve soru sormasını istiyorsanız, önce bunu söyleyin).

20) "Yanlış" seçimler olmadığını, sadece potansiyel farklı yollar olduğunu bilin

Büyük gibi görünen bir karar verirken, "doğru" seçimi yapmamız inanılmaz derecede önemli olabilir.

Ancak tüm deneyimler geçerlidir. O anda iyi hissettirmeyenler bile.

Şu ana kadar attığınız her adımın sizi siz yaptığı gerçekten doğrudur. Her biri kendi yolunda değerli olmuştur.

Başımıza en kötü şeyler geldiğinde bile, bu zamanlar bizi biz yapan zamanlar olabilir. Hayatta başımıza gelen en kötü şeylerin ardından bazen en iyi fırsatlar gelir.

Nihayetinde, verdiğiniz karar ne olursa olsun, bunun hayattaki potansiyel yollardan sadece biri olduğunu anlayın.

Hangi rotayı izlerseniz izleyin (daha sonra rotanızı düzeltmeniz gerekse bile) aynı hedefe götürebilecek sonsuz sayıda potansiyel rota vardır.




Billy Crawford
Billy Crawford
Billy Crawford, bu alanda on yıldan fazla deneyime sahip deneyimli bir yazar ve blog yazarıdır. Bireylerin ve işletmelerin hayatlarını ve operasyonlarını iyileştirmelerine yardımcı olabilecek yenilikçi ve pratik fikirleri araştırma ve paylaşma tutkusuna sahiptir. Yazıları, blogunu ilgi çekici ve aydınlatıcı bir okuma haline getiren benzersiz bir yaratıcılık, içgörü ve mizah karışımı ile karakterize edilir. Billy'nin uzmanlığı iş, teknoloji, yaşam tarzı ve kişisel gelişim gibi çok çeşitli konuları kapsar. Ayrıca, 20'den fazla ülkeyi ziyaret etmiş ve artmaya devam eden, kendini adamış bir gezgin. Billy yazmadığı veya dünyayı gezmediği zamanlarda spor yapmaktan, müzik dinlemekten ve ailesi ve arkadaşlarıyla vakit geçirmekten hoşlanır.